Nereye Gidiyoruz?

NEREYE GİDİYORUZ?


Yakın gelecekte tüm hesaplamaları Bulut sistem üzerinden yapıp, bilgisayarlarımızda neredeyse hiç program bulundurmayacağız. Bulut sistemdeki güçlü işlemciler, IOT cihazlarından yolladığımız verileri işleyip bize verecek, şu an veriyor da. Amazon'un AWS'si, Microsoft'un Azure'u gibi birçok bulut sistem daha da ucuzlayacak.
 

Intel gibi mikroişlemci üreticileri, ucuz ve düşük güçte işlemciler üretecek, işlemci fiyatları düşecek. RAM, Hard Disk gibi diğer parçaların da Bulut sistemlerin kullanılmasıyla pazar payları düşecek.


Şu an en çok donanım yatırımı oyun bilgisayarlarına yapılıyor. Eğer 3 boyutlu oyunlar da bulut üzerinden oynanmaya başlarsa bilgisayar üreten firmalar ciddi pazar daralması yaşayacaklar. HP, IBM, Lenovo, Dell gibi firmalar şimdiden Bulut sisteme yatırım yapmalılar, yapmazlarsa gelecekte bugünkü kadar para kazanamayacaklar.

 

Devletler ne yapacak? Ya markalara güvenecek ya da kendi bulut sistemlerini kuracaklar. Devlet ile ilgili tüm bilgilerin başka bir ülkenin sunucunda yer alması düşünülemeyeceğinden her devlet kendi bulut sistemini devreye sokacak. Sayısal imzalar üzerinden tüm yazışmalar sürekli yedeklenen bu sistemlerde yer alacak. Elimizde evrakla kapı kapı imza attırdığımız günler geride kalacak.



Bulut yazılım geliştime ayrı bir yazılım sektörü haline gelecek. IOT cihazlarından gönderilen komutlarla bulut çözümler işlem yapacak ve sonucu döndürecek,zaten şu an bu işlemlerin çoğu yapılıyor. Plaka tanıma, retina tanıma, yüz tanıma vb. birçok işlem bulut sistem üzerinden hazır API'lerle gerçekleştirilip kolayca yapılacak. Yapay Zeka algoritmaları bulut sistemlerle entegre şekilde çalışıyor ve yeni geliştirilen yöntemler de kısa sürede bulut sistemde yerini alacak. Bilim adamları Matlab, Octave gibi yazılımların yaptığı her işi bulut sistem üzerinde yapabilecek.

Siber güvenlik(cyber security) daha da önemini koruyacak. Üniversiteler, sertifika kurumları siber güvenlik bölümleri açacaklar. Devletlerin istihdam edeceği siber güvenlik uzmanı binlerce kişiden oluşan takımlar halinde olacak. Tüm enerji sistemleri, savunma sistemleri, muhasebe sistemleri bulut üzerinden yürüyeceğinden bunlara yapılan saldırılar daha da artacak. İhtiyaç artacağından bu alanda kendini yetiştirenler kolayca legal(yasal) iş alanları bulacak. Tabi iyi bir sibergüvenlik uzmanının iyi bir programlama bilgisine sahip olması gerektiğini de hatırlatalım. Bir işletim sistemindeki açıkları bulabilmek için işletim sistemi alt yapısını iyi tanımak, aynı zamanda bir ağ sistemine yapılan saldırıları bilebilmek için internetin alt yapısını çok iyi özümsemek gerekiyor.


Robot teknolojilerini geliştirmek daha da kolaylaşacak, yazılım ile birçok zor engeller aşılacak. Yapay zeka  donanımları robotlarda daha yoğun kullanılacak. Üretimlerin otomasyona dönüşmesiyle mavi yakalıların sayısı azalacak, mühendislerin sayısı artacak. Sürücüsüz hava taşıtları, bulut sistem üzerinden kontrol edilip, yönlendirilebilecek. Tüm şehirlerin üç boyutlu haritası uçan sistemlere yüklenecek.





Savunma teknolojilerinde robot kullanımı artacak, robot askerlerin üretimi, robot orduların kurulması sağlanacak. Böylece savaşlarda can kaybı azalırken, teknoljisi üstün devletler galip gelecekler. Bu nedenle, devletler AR-GE yatırımlarını daha çok robot ordular kurma üzerine yapacaklar. Yüzbinlerce mühendis bu teknolojileri üretmek üzere işe alınacak, hatta uluslararası teknoloji üreten şirketlerin sayısı artacak.



Klasik web programlama, yerini daha yeni web teknolojilerine bırakacak. Tüm sistemler web servisi haline dönüşecek. Masaüstü programlamanın kullanımının düştüğü görülüyor ve daha da görülecek. Fazla kaynak tüketmeyen daha hafif(light) sistemler programlamada öne çıkacak. NodeJS gibi sunucu tarzı javascript kütüphaneleri daha yetenekli hale gelecek. Hatta robot programlamayı JavaScript kütüphaneleri ile yapabilir hale geleceğiz. Şu an Arduino programlarının görsel olarak JavaScript aracılığyla tarayıcılar üzerinden çalıştırılması söz konusu. Raspberry Pi gibi ARM işlemci kullanan maliyeti düşük IOT cihazları ile milyonlarca işlemi bulut sistem üzerinden yapmak artık mümkün. Google'ın Tensorflow teknolojisi de Raspberry Pi'leri destekliyor.

Peki Milli Eğitim, Üniversiteler ne yapmalı? Önce temel eğitim çok iyi şekilde verilmeli, iyi mühendisler yetişmesi için sağlam bir matematik, fizik bilgisine ihtiyaç duyuluyor.  Okullarda neyin nerede kullanıldığı gösterilmeden formüller ezberletilip bu formüller üzerinden sorular sorularak ders tamamlanıyor, neredeyse hiç deney yok. Kaç tane lisede fizik laboratuvarı var ve hangi deneylerle hangi dersler öğretiliyor? Hangi formülün nerede kullanıldığını mühendislik eğitimi alınca görüyorsunuz.



Örneğin oyun yazmak için bir topun yatay atış hareketinin formlünü bilmeyen animasyonu yapamaz. Ya da iyi hesaplama bilgisine sahip olmayan bir mühendis, hesap hatalarından dolayı birçok animasyonu gerçekleştiremez. Daha sonra Algoritma mantığı anlatılarak kod yazma üzerinde durulmalı ve haftada en az 10 saat kodlama eğitimi verilmeli. Robotik dersleri de bizzat uygulayarak projeler verilerek desteklenmeli. Sonuç olarak, teknoloji üretebilmek için bilgi birikimli mühendisler gerekiyor. Eğitime önem verip, iyi mühendis yetiştiren ülkeler her zaman öne geçiyor.  Tüm ülkede aynı eğitim sisteminin hayata geçirilmesi için eğitmenlerin eğitilmesi, ders materyallerinin hazırlanması ve merkezi bir sınav ile başarıyı ölçmek gerekiyor.  Şimdilik bu kadar..

Mutlu yarınlar...

Bookmark and Share